23 Mayıs 2011 Pazartesi

Maliye'den ihbarcıya servet!

Maliye Bakanlığı 10 milyonluk vergi kaçağını ihbar eden bir kişiye rekor ikramiye vermeye hazırlanıyor

Maliye Bakanlığı 10 milyonluk vergi kaçağını ihbar eden bir kişiye 1 milyon liralık rekor ikramiye vermeye hazırlanıyor. Ödülü kazanan ise kendi sektörünü ihbar etti. Star gazetesinden Hüseyin Özay'ın haberine göre; vergi ihbarları bir çok kişinin adeta geçim kapısı haline geldi. 2010 yılı içinde toplam 2 milyon liralık ihbar ödemesi yapan Maliye Bakanlığı, bir ihbarcıya 1 milyon liranın üzerinde ödül vermeye hazırlanıyor. Söz konusu rekor ödülü kazanan ihbarcı ise bir noter. Maliye Bakanlığı kulislerinde dolaşan bilgilere göre, bir noter, üyesi olduğu Türkiye Noterler Birliği'nin, topladığı aidatların vergisini eksik ödediğine yönelik bir ihbarda bulundu. Gelirler Kontrolörleri'nin yaptığı inceleme sonucunda, ihbar doğru çıktı ve Noterler Birliği'ne yaklaşık 100 milyon liralık vergi cezası kesildi.


İKRAMİYEYİ 'TORBA' KÜÇÜLTTÜ!


Vergi cezası geçtiğimiz yılın son ayında birliğe tebliğ edildi. İhbarcı notere de kesinleşmiş cezanın yüzde 10'u kadar ödül verilmesi kararlaştırıldı. İhbarcının alacağı ödülle ilgili şimdi rapor yazılıyor. Raporun yazılmasının ardından ihbarcı noter ödülünü alacak. Ödül tutarı ödenen vergi cezası üzerinden hesaplanacak. Ayrıca Torba Yasa nedeniyle vergi borcu indirime tabi olacağı için tam olarak verilecek ödülün tutarı henüz netleşmedi. Ancak ilk hesaplamalara göre ihbarcı notere ödenecek ikramiyenin tutarının 1 milyon lirayı geçeceği tahmin ediliyor. Bu da bugüne kadar tek kalemde ödenen en büyük vergi ikramiyesi olacak.

19 Mayıs 2011 Perşembe

GS ilk bombasını patlattı

Ünal Aysal'ın başkan seçilmesinin ardından Fatih Terim'i teknik direktörlük görevine getiren Galatasaray Kulübü transfere de hızlı başladı.
Galatasaray Sportif AŞ, bu sabah Kamu Aydıntlatma Platformu gönderdiği açıklamada, Johan Elmander ile prensipte anlaşıldığını duyurdu. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:


"Profesyonel futbolcu Johan Elmander ile prensipte anlaşma sağlanmış olup nihai anlaşma imzalandığında kamuoyu bilgilendirilecektir."


2008 yılından beri İngiliz ekibi Bolton Wanderers'ta forma giyen İsveçli 29 yaşındaki golcü oyuncu Johan Elmander, İsveç Milli Takımı'nın formasını da 52 maçta terletti ve 14 gole imza attı. Elmander, Fransız ekibi Toulouse'dan Bolton'da kulüp transfer rekoru kırarak gelmişti.


ELMANDER KİMDİR?

Johan Erik Calvin Elmander, 27 Mayıs 1981'de İsveç'in güneybatısındaki şehrinde Alingsås doğdu. 

İsveç'in çeşitli kulüplerinde futbol oynadıktan sonra, profesyonel olduğu Holmalund FC takımında santrfor mevkiinden orta saha oyuncusuna evrilen Elmander, daha sonra transfer olduğu Örgryte takımında da bu mevkide oynamaya devam etti ve bir orta saha oyuncusu olarak sivrilerek Hollanda'nın önemli kulüplerinden Feyenoord'a transfer olmayı başardı.


2000-2004 yılları arasında oyuncusu olduğu Feyenoord'da çok fazla forma şansı bulamayan genç oyuncu, buna karşın ilk iki sezonunda 2002 UEFA Kupası Finali'nin de dahil olduğu pek çok maçta sonradan oyuna dahil oldu. 21 yaşındayken takımıyla birlikte kazandığı bu Avrupa Kupası'nın ve Yunanistan'a karşı oynadığı ilk milli maçın ardından 2002-03 sezonunda ülkesinin öne çıkan takımlarından Djurgården'e, 2003-04 sezonunda ise Hollanda'nın NAC Breda takımına kiralandı. Özellikle İsveç ekibinde oynadığı 19 maçta attığı 12 golle yeteneklerini gözler önüne seren Elmander, burada kazandığı çifte kupa ve akabindeki bir senelik Hollanda macerasının ardından 2004 yılında rotayı bir başka İskandinav ülkesi Danimarka'ya çevirdi ve Brondby takımına transfer oldu.

2006 DÜNYA KUPASI KARİYERİNİ DEĞİŞTİRDİ
Danimarka ekibinin teknik patronu Michael Laudrup ile birlikte futbolunu olgunlaştırma fırsatı bulan Elmander, Laudrup'un 4-2-3-1 taktiğinde santrforun arkasındaki gezici forvet pozisyonunda oynarken, takımının hücum aksiyonlarında başrolü oynasa da bitirici vuruşu yapan isim çoğunlukla o değildi. Takımın en skorer iki ismi Thomas Kahlenberg (13) ve Morten Skoubo'ya (11) yaptığı servislerle ön plana çıkmıştı daha çok genç İsveçli. Attığı dokuz golle, skorer kimliğini de gerektiğinde sergilemişti tabii.

Nitekim sezon sonunda takımında yılın oyuncusu seçilerek de performansının karşılığını aldı. Kazanılan şampiyonluk kupası da cabası. Elmander, 2005-06 sezonunda performansını daha da yükseltti. O sezon çoğunlukla orta sahada hücuma yönelik, ihtiyaç durumunda ise ileri uçta görevlendirilen genç oyuncu, ligdeki 33 maçın 31'inde toplam 2690 dakika (yüzde 90) forma giyerken 13 gol kaydetti ve sezon sonunda İsveç Milli Takımı'nın 2006 Dünya Kupası kadrosuna dahil edildi. Kupa'da iki maçta sonradan oyuna dahil edilen Elmander, organizasyonun ardından 4,5 milyon avro karşılığında Fransa'nın Toulouse takımı tarafından transfer edildi.

Fransız ekibinde santrfor pozisyonunda görev alan İsveçli oyuncu, 32 maçta (2 bin 591 dakika) 11 gol attı ve ilk sezonunda takımının ligi üçüncü bitirerek Şampiyonlar Ligi vizesi almasında başrolü oynadı. Elmander, Ligue 1'deki ikinci sezonunda da aynı istatistiği tekrarlayarak 32 maçta 11 gol attı. Takımının galibiyetten uzak geçirdiği 12 haftadaki suskunluğu olmasa, bu rakamı daha da yükseğe çekebilirdi.

BOLTON WANDERERS'A REKOR TRANSFER ÜCRETİYLE GİTTİ
2007-08 sezonu sonunda da ismi Galatasaray ile de bolca anılan Johan Elmander, 11 milyon pound transfer ücreti ile Bolton Wanderers'a geçiş yaptı ve kulüp tarihinin en pahalı transferi oldu. İlk sezonunda ligde 30 maça çıkan ve attığı 5 gol ile skor üretme gücü beklentilerin altında kalan Elmander, ikinci sezonunda da yalnızca 3 gol kaydedebildi. 

O sezon yavaş yavaş takımdaki yerini de kaybeden İsveçli oyuncu, forma giydiği 25 maçın yalnızca 15'inde ilk 11'de yer aldı. Geride bıraktığımız 2010-11 sezonu ise golcü oyuncu için İngiltere kariyerinin zirvesiydi. Bu sezon takımının oynadığı 37 maçın yalnızca sonuncusunda oynamayan ve diğer karşılaşmaların tamamında ilk 11'de sahaya çıkan Elmander, attığı 10 gol ve yaptığı 5 asist ile takımının attığı gollerin yaklaşık üçte birinde doğrudan pay sahibi oldu. Yıldız oyuncunun, forma giydiği 36 maçın 11'inde orta alanda görev yaptığını da not düşmek gerek. Johan Elmander, 2002 yılından bu yana taşıdığı milli forma ile de 52 maçta 14 golle oynuyor.

HAVA TOPLARINA HAKİM VE TAKIM OYUNUNA YATKIN
2007 yılında, lise yıllarından bu yana beraber olduğu Amanda Calvin ile hayatını birleştiren Johan Elmander'in 2008'de doğan ilk çocukları Alice'in ardından geçtiğimiz Kasım ayında da Lily adında bir kız çocuğu daha dünyaya geldi.

1.88 metre boyundaki Johan Elmander, hava toplarındaki hakimiyetinin yanı sıra uzun boyuna rağmen sahip olduğu top tekniği, istikrarı ve takım oyununa yatkınlığı ile biliniyor.


Ve Fatih Terim G.Saray'da

          Fatih Terim G.Saray'da


Sarı kırmızılı kulübün yeni başkanının “Florya’nın sana ihtiyacı var. G.Saray seni çağırıyor” çağrısına kayıtsız kalmayan Fatih Terim’in ailesinin de fikrini aldıktan sonra görevi kabul edeceği belirtildi.




RAKİPLERİ Turgay Kıran ile Mehmet Helvacı’ya fark atarak G.Saray’ın başkanlığına seçilen Ünal Aysal’ın ilk işi, sarı kırmızılıların efsane teknik direktörü Fatih Terim’e teklif götürmek oldu. Aysal ve ikinci başkanı Ali Dürüst, dün Fatih Terim’le Hotel Les Ottomans’ta öğle yemeğinde bir araya geldi. Ünal Aysal, Terim’e, “Florya’nın sana ihtiyacı var. G.Saray seni göreve çağırıyor hocam” diyerek İmparator’a transfer teklifinde bulundu. Tarafların prensip olarak anlaşmaya vardığı öğrenildi. Böylece G.Saray’da 3. Terim döneminin ilk adımı atılmış oldu. Fatih Terim, 1996-2000 ve 2003-2004 yılları arasında iki kez teknik direktörlüğünü yaptığı G.Saray’a üst üste 4 lig şampiyonluğunun yanı sıra UEFA Kupası’nı kazandırmanın gururunu yaşamıştı.


Aysal net konuştu 
G.Saray ile Fatih Terim’in yollarını 3. kez birleştiren gelişmelere gelince... Aysal’ın listesinde birçok yabancı hocanın yanı sıra yerli teknik direktör adayı olarak yalnızcaFatih Terim yer alıyordu. Bazı üyeler, takımın başına yabancı bir teknik direktörün getirilmesi görüşünü savunurken Aysal, sağ kolu Ali Dürüst’ün “Florya’daki sorun, futbolcu kaynaklı değil. Orayı disipline edecek birine ihtiyaç var. Bunu Türkiye’de yapacak tek isim Fatih Terim’dir” diyerek tavrını net olarak belli etti. Aysal da Dürüst’e katılıp onay verince beklenen zirve gerçekleşti.

Başkan Ünal Aysal, dünkü görüşmede Terim’e resmi teklifini iletirken, net konuştu; “Florya’nın ve G.Saray’ın sana ihtiyacı var. G.Sarayseni göreve çağırıyor” dedi.

Başarıya mecburuz
Daha sonra söze giren Ali Dürüst, “Florya’da sorun çok. Elimizdeki oyuncular kötü değil. Güçlükleri göğüsleyecek bir lidere ihtiyacımız var. Hep birlikte başarıya gitmeye mecburuz” diye konuştu. Dünkü zirvede para konusunun görüşülmediği, yalnızca G.Saray’ın sorunlarının masaya yatırıldığı belirtilirken takımın başına geçmeye sıcak baktığı ifade edilen Terim’in ailesinin fikrini aldıktan sonra kararını vereceği öğrenildi.

3 Galatasaraylı G.Saray’ı konuştuk

G.Saray Kulübü Başkanı Ünal Aysal’ın Terim’den 48 saat içinde yanıt beklediği, yarınki mazbata töreninin ardından Florya’nın yeni patronunu açıklamak istediği ifade edildi. Dünkü zirve hakkında bilgi veren Ali Dürüst, “Fatih Hoca, 6 ay önce ailevi durumu nedeniyle Türkiye’de çalışmayacağını açıklamıştı. Ancak, bizim görüşmemiz olumlu geçti. Bununla beraber henüz biten bir şey de yok. Bu, üç Galatasaraylı’nın Galatasaray’ı konuşmasıdır. Birlikte çok güzel bir Galatasaray sohbeti gerçekleştirdik. Çarşamba günü (yarın) bir kez daha görüşeceğiz. O gün mazbataları aldıktan sonra, son görüşme şekillenecek. Fatih Terim’e teklif yaptığımız doğru” dedi.

3. Terim dönemi

          Sarı kırmızılı kulübün yeni başkanının “Florya’nın sana ihtiyacı var. G.Saray seni çağırıyor” çağrısına kayıtsız kalmayan Fatih Terim’in ailesinin de fikrini aldıktan sonra görevi kabul edeceği belirtildi.




RAKİPLERİ Turgay Kıran ile Mehmet Helvacı’ya fark atarak G.Saray’ın başkanlığına seçilen Ünal Aysal’ın ilk işi, sarı kırmızılıların efsane teknik direktörü Fatih Terim’e teklif götürmek oldu. Aysal ve ikinci başkanı Ali Dürüst, dün Fatih Terim’le Hotel Les Ottomans’ta öğle yemeğinde bir araya geldi. Ünal Aysal, Terim’e, “Florya’nın sana ihtiyacı var. G.Saray seni göreve çağırıyor hocam” diyerek İmparator’a transfer teklifinde bulundu. Tarafların prensip olarak anlaşmaya vardığı öğrenildi. Böylece G.Saray’da 3. Terim döneminin ilk adımı atılmış oldu. Fatih Terim, 1996-2000 ve 2003-2004 yılları arasında iki kez teknik direktörlüğünü yaptığı G.Saray’a üst üste 4 lig şampiyonluğunun yanı sıra UEFA Kupası’nı kazandırmanın gururunu yaşamıştı.


Aysal net konuştu 
G.Saray ile Fatih Terim’in yollarını 3. kez birleştiren gelişmelere gelince... Aysal’ın listesinde birçok yabancı hocanın yanı sıra yerli teknik direktör adayı olarak yalnızcaFatih Terim yer alıyordu. Bazı üyeler, takımın başına yabancı bir teknik direktörün getirilmesi görüşünü savunurken Aysal, sağ kolu Ali Dürüst’ün “Florya’daki sorun, futbolcu kaynaklı değil. Orayı disipline edecek birine ihtiyaç var. Bunu Türkiye’de yapacak tek isim Fatih Terim’dir” diyerek tavrını net olarak belli etti. Aysal da Dürüst’e katılıp onay verince beklenen zirve gerçekleşti.

Başkan Ünal Aysal, dünkü görüşmede Terim’e resmi teklifini iletirken, net konuştu; “Florya’nın ve G.Saray’ın sana ihtiyacı var. G.Sarayseni göreve çağırıyor” dedi.

Başarıya mecburuz
Daha sonra söze giren Ali Dürüst, “Florya’da sorun çok. Elimizdeki oyuncular kötü değil. Güçlükleri göğüsleyecek bir lidere ihtiyacımız var. Hep birlikte başarıya gitmeye mecburuz” diye konuştu. Dünkü zirvede para konusunun görüşülmediği, yalnızca G.Saray’ın sorunlarının masaya yatırıldığı belirtilirken takımın başına geçmeye sıcak baktığı ifade edilen Terim’in ailesinin fikrini aldıktan sonra kararını vereceği öğrenildi.

3 Galatasaraylı G.Saray’ı konuştuk

G.Saray Kulübü Başkanı Ünal Aysal’ın Terim’den 48 saat içinde yanıt beklediği, yarınki mazbata töreninin ardından Florya’nın yeni patronunu açıklamak istediği ifade edildi. Dünkü zirve hakkında bilgi veren Ali Dürüst, “Fatih Hoca, 6 ay önce ailevi durumu nedeniyle Türkiye’de çalışmayacağını açıklamıştı. Ancak, bizim görüşmemiz olumlu geçti. Bununla beraber henüz biten bir şey de yok. Bu, üç Galatasaraylı’nın Galatasaray’ı konuşmasıdır. Birlikte çok güzel bir Galatasaray sohbeti gerçekleştirdik. Çarşamba günü (yarın) bir kez daha görüşeceğiz. O gün mazbataları aldıktan sonra, son görüşme şekillenecek. Fatih Terim’e teklif yaptığımız doğru” dedi.

17 Mayıs 2011 Salı

Cimbom'da Terim sesleri

Galatasaray Başkanı Ünal Aysal ve yeni yönetimde 2. başkan olmasına kesin gözüyle bakılan Ali Dürüst, Fatih Terim'e resmi teklif yaptı.






Galatasaray Kulübü, 2011-12 futbol sezonunda teknik direktörlük görevi için ilk teklifi Fatih Terim'e sundu.


Başkan adayları Mehmet Helvacı ve Turgay Kıran'a büyük fark atarak seçimi kazanan başkan Ünal Aysal, yönetiminde yer alan Ali Dürüst ile birlikte Fatih Terim ile bir araya geldi.


Ali Dürüst, görüşmeyle ilgili yaptığı açıklamada, Fatih Terim ile ortak paydalarının Galatasaray olduğunu ifade ederek, ''Kendisi 6 ay önce ailevi durumu nedeniyle Türkiye'de çalışmayacağını açıklamıştı. Ancak, bizim görüşmemiz olumlu geçti. Bununla beraber henüz biten bir şey de yok'' dedi.



Dürüst, 18 Mayıs Çarşamba günü mazbatalarını alarak resmen göreve başlamalarının ardından görüşmelerin devam edeceğini sözlerine ekledi. Habertürk

16 Mayıs 2011 Pazartesi

İşsizlere müjde

bir yıldan fazla işsiz kalanlara, ailede başka çalışanı olmayanlara ve yeşil kartlılara öncelik verilecek.

İstihdamda, bir yıldan fazla işsiz kalanlara, ailede başka çalışanı olmayanlara ve yeşil kartlılara öncelik verilecek. Çalışma Bakanı Ömer Dinçer, devletten ihale alanlara 'yoksulu istihdam etme şartı' getirildiğini söyledi.Çalışma Bakanlığı, yoksullukla mücadele için yeni bir stratejiyi hayata geçiriyor.



Buna göre üç grubun istihdamına öncelik verilecek. Bir yıldan fazla süredir işsiz kalanlar, ailede başka çalışanı olmayanlar ve yeşil kartlılar, muhtemel iş imkânlarından öncelikli faydalanacak. Kamu İhale Kurumu ile yapılan anlaşma kapsamında bundan sonra devletten ihale alan patrona 'yoksulu istihdam etme şartı' getirildi. İhaleyi kazanan firma, personelini kendisi belirlemeyecek, Türkiye İş Kurumu'nun (İşkur) gösterdiği kişileri istihdam edecek. Kurum, patronlara, belirlenen üç grup arasından eleman önerecek. Uygulamayı Zaman'a anlatan Çalışma Bakanı Ömer Dinçer, söz konusu sistemin kamuda da geçerli olacağını söyledi. Dinçer, seçimden sonra sosyal yardımların tek çatı altında toplanacağını ve daha etkin hale getirileceğini de vurguladı.



Yoksulluk, ekonomide büyümeye paralel olarak büyük gerileme gösterdi. Türkiye'de 2002'de yüzde 22,4 olan yoksul hane sayısı, 2009'da yüzde 14'e geriledi. Ancak fakirlik hâlâ büyük bir problem teşkil ediyor. Bu durumu dikkate alan hükümet, yoksullukla mücadele için 'öncelikli istihdam' stratejisini yürürlüğe koyuyor. Bir yıldan fazla süredir iş arayanlar, ailede başka çalışan olmayanlar ve yeşil kartlıların istihdamı için iki yöntem geliştirildi. Bunlardan birincisine göre İşkur, öncelikli olarak bu kişilerin istihdamına eğilecek. Herhangi bir işveren, işçi talep ettiğinde bu üç gruba girenlerden birini önerecek. Talep edilen pozisyon için bu gruba girenlerden birisi işe yerleştirilecek. Ancak istenilen pozisyon ile çalışacak kişinin nitelikleri tutmuyorsa ya da bu üç gruptan kimse yoksa o zaman diğer işsizler tercih edilecek.


Öncelikli istihdam stratejisinin ikinci ayağını ise dolaylı kamu istihdamı olarak bilinen hizmet alımlarında yoksullara istihdam sağlanması oluşturacak. Kamu kurumlarının tamamına yakını, güvenlik, santral, kayıt, büro işleri, temizlik, çay ve getir götür gibi pozisyonlar için hizmet alım yöntemiyle çalışıyor. Devlet kurumları, ihaleye çıkarak bu hizmetleri alabileceği firmalarla anlaşıyor. Firmalar da kendi elemanları ile devletin bu tür ihtiyaçlarına cevap veriyor.


Taşeronluk sistemi olarak da bilinen bu uygulama, en fazla hastaneler ile güvenlik hizmetlerinde kendini gösteriyor. Hastanelerin tamamında, kayıt ve benzeri işleri taşeron firma çalışanları yapıyor. Kamu kurumlarındaki güvenlik görevlilerinin tamamına yakını taşeron firma çalışanlarından oluşuyor. Bu tür işler için istihdam edilen kişilerin sayısı yüz binlerle ifade ediliyor. Bu istihdamda yoksulların öncelikli yer almasını sağlayabilmek için Kamu İhale Kurumu ile Çalışma Bakanlığı anlaşmaya vardı.


Konuyla ilgili Zaman'a bilgi veren Çalışma Bakanı Ömer Dinçer, "Mart ayında Kamu İhale Kurumu ile Çalışma Bakanlığı'nın yaptığı bir çalışma ile merkezî idarenin taşra teşkilatında ve merkezde hizmet alım sözleşmesi ile hizmet veren taşeron firmalar, işçi teminini İşkur'dan yapacak. İşkur'dan eleman alırken de alacağı kişileri önce bu kuruma kaydettirip sonra almasının önüne geçtik. Alacağı kişiler, İşkur'a kayıtlı olacak. İşkur da üç şarta bağlı olarak eleman önerecek. Bir yıldan fazla süreli işsiz olanlara öncelik verilmesi, tüm dünyada önceliklidir. Altyapıyı hazırladık, genelgeleri çıkardık ve uyguluyoruz. Anamuhalefet yapacağız diyor. Biz zaten uyguluyoruz." dedi.


Dinçer, seçimlerin ardından sosyal yardımlara ilişkin önemli bir organizasyon değişikliği yapılacağını açıkladı. Bütün sosyal yardımların tek çatı altında toplanacağını aktaran Dinçer, "Sosyal hizmetler, sosyal yardımlar, primsiz ödemeler, SHÇEK, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonu bir bakanlık altında toplanacak ve bir elden yönetilecek. Dünyadaki en etkili sosyal yardım sistemini kuruyoruz." diye konuştu.


Türkiye'nin popülist politikalardan çok çektiğine işaret eden Bakan Dinçer, emeklilikte yaş sınırlamasının kaldırılmasının ve insanların 38 yaşında emekli edilmesinin bedelinin hâlâ ödendiğini vurguladı. Dinçer, "CHP'nin aile sigortasının içeriğinde ne var hâlâ bilmiyoruz. Sadece popülist bir tavır. Uzun sürede ne getireceğinin hesabını yapmıyor. İktidara gelemeyeceğini bildiği için, uygulama şansı olmayacağı için kolayca vaatte bulunuyor." dedi.


YOKSULA SOSYAL YARDIM


Hükümet, sosyal yardım yapmak yerine bu durumdaki aileleri yoksulluktan kurtarmaya öncelik veriyor. Çalışma Bakanlığı, yoksul aileye rehberlik edecek sosyal destek danışmanları istihdam edecek. Danışman, ailenin fotoğrafını çıkaracak. Çalışabilir olanlar İşkur'a kaydedilip öncelikli olarak iş bulmaları sağlanacak. İkinci adım olarak bu kişiler meslekî eğitimden geçirilecek. Üçüncü olarak ise okul çağındaki çocuklarına eğitim imkânı sağlanacak. Çalışma Bakanı Ömer Dinçer, "Bütün çabalara rağmen aile veya kişi yoksulluktan kurtulamıyorsa işte o zaman yardım yapılacak. Yani o kişi bir anlamda yardımı hak etmiş olacak. Sosyal yardım da yardım gibi olmayacak. Hak olarak, vatandaşlık hakkı olarak düzenli maaş ödenecek. Maaş, aile fertlerinin geliri yükselinceye kadar verilecek. Bu maaş kişiye, aileye özel olacak; ailenin neye, ne kadara ihtiyacı varsa ana göre verilecek. Ailenin bu ihtiyacını da sosyal destek uzmanı belirleyecek." bilgisini verdi. Habertürk

14 Mayıs 2011 Cumartesi

Eurovision'u Azerbaycan kazandı

Eurovision'u Azerbaycan kazandı - Türkiyenin olmadığı Eurovisionu Azerbaycan kazandı. 15 Mayıs 2011 Pazar 01:26. Türkiye'nin olmadığı Eurovision'u Azerbaycan kazandı.


10 Mayıs 2011 Salı

Benzin ve motorin fiyatı düşürüldü

Ham petrol fiyatlarındaki düşüş yurtiçindeki pompa fiyatlarına da yansıdı.

Rafineri çıkış fiyatı benzinde 10 kuruş, motorinde ise 8 kuruş düştü.


Yeni fiyatlar yarından itibaren geçerli olacak.


Yapılacak indirimin ardından İstanbul'da 95 oktan kurşunsuz benzinin ortalama fiyatının 4.20 liraya, motorinin ise 3.46 liraya gerilemesi bekleniyor.

KPSS başvuruları başladı

Lisans düzeyinde, sadece A Grubu ve öğretmenlik kadroları için düzenlenen 2011 Kamu Personel Seçme Sınavı'na (KPSS) başvurular bugün başladı.



KPSS, lisans düzeyinde, sadece A Grubu ve öğretmenlik kadroları için, il merkezleri ile Lefkoşa'da, 9 Temmuz Cumartesi sabah ve öğleden sonra, 10 Temmuz Pazar sabah ve öğleden sonra olmak üzere dört oturumda yapılacak.


2011-KPSS sonuçları B Grubu kadrolar için kullanılmayacak. Bu nedenle, 2011-KPSS'ye sadece A Grubu ve öğretmenlik kadrolarına atanmak isteyen lisans mezunları ile bir lisans programından mezun olabilecek durumdaki adaylar girecek.


SON BAŞVURU TARİHİ: 25 MAYIS




2011-KPSS'ye başvuru işlemleri, 25 Mayıs 2011 tarihine kadar yapılabilecek. Başvurular, başvuru merkezlerince yürütülecek. Başvuru merkezleri ÖSYM'nin “http://www.osym.gov.tr” internet adresinde yayımlanacak.
Sınava katılmak isteyen adaylar, kılavuz ile aday bilgi formuna, başvurma süresi içinde ÖSYM'nin “http://www.osym.gov.tr” internet adresinden ulaşabilecek. Kılavuz dağıtımı ve satışı yapılmayacak.



2011-KPSS Kılavuzu'nda başvurma, sınav, değerlendirme ve yerleştirme ile ilgili ayrıntılı bilgiler yer alacak. Sınava başvuracak adayların bu kılavuzu dikkatle incelemeleri gerekiyor.

Erdoğan elindeki anketi açıkladı: MHP sınırda

Programda anketlerle ilgili soruları da cevaplayan Erdoğan, bu hafta içinde yapılan bir anketin sonuçlarını gazetecilerle paylaştı. AK Parti'nin şu anda açık ara önde olduğunu söyleyen Erdoğan, MHP'nin ise sınırda olduğunu savundu. İşte Erdoğan'ın elindeki o anket: "Şu anda gayet iyi gözüküyor. AK Parti açık ara önde gözüküyor. Biz birkaç anket kuruluşu ile çalışıyoruz. Bizim baştan beri yaptığımız uygulama bu. Açık ara önde gözüküyoruz. Kamu oyu yoklamaları 45-50 gösteriyor. CHP ise 25 etrafında, MHP ise sınırda gözüküyor."




İÇERİDE 27 TANE GAZETECİ VAR


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Şu anda içeride 27 tane gazeteci var yazılı ve görsel basından. Benim Adalet Bakanlığından aldığım rakamdır. Bunların hiçbirisi yazısından dolayı değildir" dedi.


Başbakan Erdoğan, Kanal 7’de yayınlanan "Başkent Kulisi Özel" programına katılarak, gazetecilerin sorularını yanıtladı Erdoğan, bir soru üzerine "içeriye alınan" gazetecilerin terör örgütleriyle bağlantıları olduğuna dikkati çekti ve bu gazetecilerin silahla yakalandıklarını ve evlerinde kaçak silah bulundurduklarını söyledi.



Erdoğan şöyle devam etti: "Bunların yanında özellikle yine üye oldukları örgütler var. Bunlar terör örgütleri, suç örgütleri diyeceğim şeyler, çok daha farklı şeyler.


Bunlardan dolayı özellikle de yargının diğer elindeki tutukluların dosyalarına iddianameler hazırlanırken ortaya çıkan belgelerden bunlara ulaşılmış vaziyette.


Bunun neticesinde de bunları arzu etmezdik ama önce göz altına alındılar. Mahkeme bunlarla ilgili tutuklama kararı verdi. Ama her zaman söylüyorum; yargı bu noktada süratli çalışmak suretiyle bir an önce kararını vermeli diye inanıyorum.


Tabi, Batı niçin bu olaya böyle bakıyor derseniz; bu gazetecilerin çalıştıkları gazeteye yazdıkları veya televizyonların bunların yayınlarını izlemek suretiyle, onların ağzıyla aynen onlar da hükümete saldırıyorlar. Biz kendileriyle konuştuğumuzda, gazetelerden batıda yansıyanlar, bunun üzerinden değerlendirmelere bakarak diyelim ki rapor hazırladılar.


Batıda darbeci veya darbecilere destek veren gazeteciler yok. Ama Türkiye’de darbeye destek verenler var. Hükümetimi veya hükümetimizi indirmek için gayret sarfedenleri biliyoruz." Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Nasıl başlıklar attıklarını biliyoruz. Türkiye bunlara yaşarken Batı bunlara karşı zaman zaman çok duyarlı oldu. Ama zaman zaman da çok sessiz kaldı.


SÖZLEŞMELİ PERSONELİN KADROYA ALINMASI


Başbakan Erdoğan, sözleşmeli personelin, özellikle öğretmenleri de kapsayacak şekilde kadroya geçirilmesi konusunda seçim öncesi bir çalışma yapılıp yapılmadığına ilişkin soru üzerine, bu konuda yaklaşık bir ay önce bir çalışma başlatıldığını belirtti.


Bu çalışmanın Milli Eğitim Bakanlığı’nda başladığını, sonra Sağlık Bakanlığı’nda da ihtiyaç olduğunu gördüklerini ifade eden Erdoğan, "Sonra dedik ki, ’Sadece Milli Eğitim, sadece Sağlık olmaz, arkadaşlar bunun genelini çalışsınlar. Eğer yetiştirebilirseniz seçim öncesi açıklarız ama yetiştiremezseniz artık seçim sonrası bunun adımını atarız’ dedik. Sözleşmeli personel konusunu da bu şekilde çözeceğiz" diye konuştu.


SPOR


Erdoğan’a, milli futbolcu Nuri Şahin’in İspanyol kulübü Real Madrid ile 6 yıllık sözleşme imzalaması ve Süper Lig’deki Fenerbahçe ile Trazonspor arasındaki şampiyonluk yarışını nasıl değerlendirdiği de soruldu.


Bu yıl ligin çok çekişmeli geçtiğini hatırlatan Erdoğan, "Görünen o ki, son haftaya kadar bu iş gidecek ama bu hafta da her iki başarılı kulübümüz kendi sahalarında oynayacaklar. Gerek Fenerbahçe gerek Trabzon, ikisi de gerçekten sevdiğim iki kulüp. Fenerbahçe benim tuttuğum takım. Trabzon’u da özellikle sevmek zorundayım. Çünkü torunum Trabzonlu. Trabzon’un hastası. Tabii hemşehrilerimin takımı. Rize, Trabzon yan yanayız. Onun için bunlar bizim uşaklar" değerlendirmesini yaptı.


Trabzonspor ve Fenerbahçe’den hangisi şampiyon olursa olsun üzülmeyeceğini dile getiren Erdoğan, "Trabzonspor gerçekten başarılı bir performans ortaya koydu. Fenerbahçe ikinci yarıda bir performans ortaya koydu, başarılı olarak. Buraya kadar geldiler. Temenni ederim ki, ikisinde de başarılı olan, iyi olan inşallah kazansın. Ama en çok sevindiğim, ikisi de bizi Şampiyon Kulüpler’de bizi temsil edecekler" görüşünü dile getirdi.


"Burada bir müjdeyi vereyim. Trabzon’un Avni Aker Stadı’nı, yaklaşık 6-6,5 trilyon lira yatırım yapmak suretiyle Şampiyon Kulüpler’e yetiştireceğiz.


Çünkü şu haliyle oraya maç vermiyorlar" diyen Erdoğan, bu arada Akyazı’da da Trabzon’un stadını yapacaklarını kaydetti.


Burada sadece stat değil, oteller de yapmak suretiyle büyük bir kompleks meydana getirileceğini anlatan Erdoğan, bu projenin bu sezona yetişmeyeceğini, ancak bundan sonraki sezonda Trabzon’un stadına kavuşacağını vurguladı.


Erdoğan, şu anda Gençlik Oyunları için Trabzon’un adeta spor komplekslerinin olduğu bir şehir haline geldiğini söyleyerek, "Olimpik yüzme havuzlarından tutunuz, kapalı spor salonlarına varıncaya kadar. Bütün bunlarla beraber gençlik oyunlarıyla alakalı şeylerin hepsini hemen hemen bitirdik.


Bununla da Trabzon, spor oyunlarıyla ilgili şehrimiz haline geldi İzmir’den ve Erzurum’dan sonra. Yeni bir adımı da Mersin için atıyoruz. Mersin’i Akdeniz Oyunları için hazırlıyoruz" diye konuştu.


Seçim yoğunluğu için özel bir sağlık programı uygulayıp uygulamadığının sorulması üzerine ise Erdoğan, "Her sabah evden çıkarken yarım bardak ılık suya bir kaşık kestane balı koyuyorum. Bu hem mide için çok iyidir hem de ses telleri için de iyi geliyor" dedi.


ÇOCUKLARININ SİYASETE GİRMESİ


Kızı Sümeyye Erdoğan’ın sık sık kendisine eşlik etmesi hatırlatılarak, "Kızınız siyasete girmeyi düşünüyor mu? Girerse siz nasıl bakarsınız?" sorusuna Erdoğan, "Kişisel olarak ilkem şu, ben bu makamda olduğum sürece, çocuklarımın parlamento veya yerel makamlar için görev almasına hiçbir zaman sıcak bakmam" cevabını verdi.


Erdoğan, şu anda oğlunun siyasete yönelik muhabbeti olduğuna, ancak ticarete de muhabbeti olduğuna işaret ederek, şunları söyledi: "Zaten şu anda kendisinin doktorasını bitirme dönemi. Mezuniyet tezini hazırlıyor. Zaten böyle bir dönemde böyle bir gayretin içerisine girmelerine gerek yok. ’Think Tank’ kuruluşlarının içerisinde kızlarımın her ikisi de çalışabilir. Zaten çalışacaklar, kendilerini ona hazırlıyorlar veya parti teşkilatlarının içerisinde oğlum görev alabilir. Vakıf kuruluşlarında görev alabilirler. Yani insanoğlu için yapabileceğimiz çok şey var, alanlar çok. Gidip her yerde bu hizmetler verilebilir. İnanıyorum ki çocuklarım babalarının bu tavsiyesine uyarlar." Erdoğan, program sonunda gazetecilerin, "Bu akşam belli oldu ki, Bilal Erdoğan için siyasetin kapısı aralık. Ama Sümeyye Hanım için henüz bu vize çıkmamış" şeklindeki yorum üzerine ’Yok, zaten kızım istemiyor" değerlendirmesinde bulundu.


Kaynak: http://www.iha.com.tr

4 Mayıs 2011 Çarşamba

Beyaz Saray'dan Bir İtiraf Daha

Beyaz Saray'dan Bir İtiraf Daha


Beyaz Saray Sözcüsü Carney, Birleşikdevletler güçlerinin operasyonu sırasında terör örgütü El Kaide'nin lideri Bin Ladin'in silahsız olduğunu söyledi.


Jay, günlük basın toplantısında, operasyonun ayrıntılarını anlattı. Bin Ladin ve ailesinin binanın ikinci ve üçüncü katında bulunduğunu belirten Carney, Bin Ladin'in ABD güçlerine direndiğini ama silahsız olduğunu söyledi.


Carney, "silahsız olmasına rağmen neden öldürüldüğüne" yönelik soru üzerine, binada birçok silahlı adamların bulunduğunu ve yüksek düzeyli çatışma yaşandığını kaydetti.



"Bin Ladin'in de silahsız olmasına rağmen ABD güçlerine direndiği için öldürüldüğünü" belirten Carney, "Direnç, illa silah olmasını gerektirmiyor" diye konuştu.

Carney, Bin Ladin'in cesedinin İslami kurallara göre hazırlandığını da tekrarladı.


Jay Carney, binadaki çatışma sırasında birinci kattaki bir kadının hayatını kaybettiğini ancak, diğer kattaki silahsız olan Bin Ladin'in eşinin bacağından yaralandığını ama ölmediğini belirtti.


-"FOTOĞRAF TAHRİK EDİCİ OLABİLİR"-

Bin Ladin'in öldürülmesine yönelik fotoğrafların yayımlanıp yayımlanmayacağına yönelik soru üzerine Carney, konuyu değerlendirdiklerini ancak fotoğrafların yayımlanması konusunda hassasiyetler bulunduğunu, bunun ABD çıkarlarına yarar mı yoksa zarar mı getireceğini değerlendirdiklerini söyledi.



Bin Ladin'in ölü haldeki fotoğrafının "korkunç" göründüğünü ve yayımlanması halinde "tahrik edici" olabileceğini belirten Carney, bu konunun en uygun şekilde nasıl halledilebileceğini düşündüklerini kaydetti.

Carney, Obama'nın fotoğrafların yayımlanması konusuna müdahil olup olmadığına yönelik soruya da Obama'nın konunun her yönüne dahil olduğunu dile getirdi.

Jay Carney, bir soru üzerine, Bin Ladin'in öldürülmesinin ABD askerlerinin bu yaz Afganistan'dan çekilmeye başlamasına yönelik planları etkilemeyeceğini söyledi.

-BM'DEN ABD'YE, AYRINTILARI BİLDİRMESİ ÇAğrıSI-

BM İnsan Hakları Yüksek Temsilcisi Navi Pillay, ABD'ye, operasyonla ilgili ayrıntıları BM'ye bildirmesi çağrısında bulundu.

Navi Pillay, bir soruya cevaben yaptığı açıklamada, "ABD operasyonunda öldürülen El Kaide liderinin, ABD'de yaklaşık 10 yıl önce düzenlenen 11 Eylül saldırıları dahil en dehşet verici terör eylemlerinin idaresinin sorumluluğunu üstlenen çok tehlikeli bir adam olduğunu" belirtirken, düzenlenen operasyonun çok karmaşık olduğunu söyledi. Pillay, "(Bin Ladin'in) öldürülmesiyle ilgili kesin gerçekleri bilirsek yararlı olacaktır" dedi.

-AFGAN İSTİHBARATI: EVİNİN İSTİHBARATINI BİZ VERDİK"-

Afgan istihbarat teşkilatı Ulusal Güvenlik Yönetimi (NDS), El Kaide lideri Usame bin Ladin'in öldürüldüğü evin "şüpheli" olduğu istihbaratını ABD'ye kendilerinin verdiğini açıkladı.

Afgan istihbarat teşkilatından isminin açıklanmasını istemeyen bir yetkili, Bin Ladin'in öldürüldüğü evin ilk kez Afgan istihbaratı tarafından ihbar edildiğini belirtirken, buna karşın Afgan ajanlarının El Kaide liderinin burada olabileceğinden kuşkulanmadıklarının altını çizdi.

İslamabad'a iki saat mesafedeki Abbottabad yakınlarındaki Haripur mülteci kampında faaliyet gösteren Afgan ajanlarının evin çevresinde şüpheli hareketler ihbarında bulunduklarını belirten Afgan istihbarat yetkilisi, "Üst düzey terörist şeflerinin saklandığını düşündüğümüzden evi gözlem altına aldık. Başta Taliban sorumlularından Mevlevi Abdülkabir'in olduğunu düşünüyorduk" dedi.

Afgan yetkili, bu bilgiyi geçen ağustosta Amerikalılara ilettiklerini ve Amerikalıların büyük ilgi gösterdiklerini belirtirken, Afganların soruşturmanın veya operasyonun sonrasına dahil olmadıklarını söyledi.

-AİLENİN BAZI BİREYLERİ TEDAVİ ALTINDA-

Öte yandan, Pakistan makamları, El Kaide liderinin ölümüyle sonuçlanan ABD baskının ardından Usame bin Ladin'in ailesinin koruma altında olduğunu ve bazılarına tıbbi tedavi uygulandığını bildirdiler.

Pakistan Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, Bin Ladin'in tedaviye ihtiyacı bulunan aile bireylerinin en iyi hastanelerde tıbbi tedavisinin yapıldığı ve bu kişilerin daha sonra kendi ülkelerine gönderileceği belirtildi.

-GAZZE VE SUDAN'DA PROTESTO GÖSTERİLERİ-

Bin Ladin'in öldürülmesi, Gazze Şeridi ve Sudan'da düzenlenen gösterilerle protesto edildi.

Gazze üniversitesinin dış kesiminde ellerinde pankartlarla yürüyüş düzenleyen yaklaşık 25 kişilik bir öğrenci gruba, Hamas polisi müdahalede bulunmadı.

Sudan'ın başkenti Hartum'un merkezinde de bazı siyasi partilerin organizasyonuyla toplanan yaklaşık 1000 kişi, Bin Ladin'in öldürüldüğü operasyonu kınadı ve "Amerika'ya ölüm" diye sloganlar attı. - WASHINGTON (Anadolu Ajansı)

MHP'li Atılgan, AKP'li Tayyar Hakkında Dava Açıyor

MHP'li Atılgan, AKP'li Tayyar Hakkında Dava Açıyor-Mhp'li Atılgan, Akp'li Tayyar Hakkında Dava Açıyor.

MHP Adana Milletvekili Kürşat Atılgan, AKP Gaziantep milletvekili adayı Şamil Tayyar'ın kendisiyle ilgili, "Teröristbaşı Öcalan ile Şam'da aynı apartmanda oturduğu" yönündeki iddialarını ispatlamak üzere televizyon programına çıkmaya davet etti MHP Adana Milletvekili Kürşat Atılgan, AKP Gaziantep milletvekili adayı Şamil Tayyar'ın kendisiyle ilgili, "Teröristbaşı Öcalan ile Şam'da aynı apartmanda oturduğu" yönündeki iddialarını ispatlamak üzere televizyon programına çıkmaya davet etti.





MHP Adana Milletvekili Kürşat Atılgan, AKP Gaziantep milletvekili adayı Şamil Tayyar'ın kendisiyle ilgili, "Teröristbaşı Öcalan ile Şam'da aynı apartmanda oturduğu" yönündeki iddialarını ispatlamak üzere televizyon programına çıkmaya davet etti MHP Adana Milletvekili Kürşat Atılgan, AKP Gaziantep milletvekili adayı Şamil Tayyar'ın kendisiyle ilgili, "Teröristbaşı Öcalan ile Şam'da aynı apartmanda oturduğu" yönündeki iddialarını ispatlamak üzere televizyon programına çıkmaya davet etti. Aksi takdirde yargıya başvuracağını belirten Atılgan, "Şu andan itibaren hukuki alanda mücadelemi müfterilerle, haysiyet cellatları ile sürdüreceğim" dedi.



TBMM'de basın toplantısı düzenleyen MHP Adana Milletvekili Kürşat Atılgan, AKP Gaziantep milletvekili adayı Şamil Tayyar'ın iddialarını bir kez daha yalanlayarak, şöyle dedi:

"Birkaç gün önce katıldığı bir televizyon programında benim, "bebek katili teröristbaşı Öcalan' ile vaktiyle askeri ataşe olarak görev yaptığım Şam'da görüştüğümü ileri sürdü. Şimdi bir kez daha altını çizerek vurguluyorum ki görevde bulunduğum zaman dilimi içinde yasaların ve mensup olduğum kuvvet komutanının ve Genelkurmay Başkanlığının verdiği görevler dışında iddia edildiği gibi ne teröristbaşı ile ne de buna benzer kişilerle herhangi bir görüşmem olmamıştır. Herhangi bir operasyonu önlemem gibi bir husus kesinlikle söz konusu değildir. "

-TELEVİZYON PROGRAMINA ÇAĞIRDI-

Şamil Tayyar'ı iddialarını kanıtlamak üzere televizyon programına davet ettiğini, ancak şu ana kadar bir cevap alamadığını belirten Atılgan, "Dün akşam Habertürk kanalını ayarlamama rağmen seçim çalışmalarını ve partinin müsaade etmediği dolayısıyla katılmadığını beyan etmiştir" dedi.

-DAVA AÇACAK-

Şamil Tayyar'ı iddialarını ispat etmek üzere belgeleri ile birlikte dilediği bir televizyon programına çıkmak için bir kez daha çağrıda bulunan Atılgan, "Bu davetime şimdiye kadar olduğu gibi icabet etmezse ve ithamlarını ispat etmezse kendisini müfteri ilan edeceğim. Kurumların ve kişilerin şeref ve haysiyetlerini karşı komplo kuran kişi ilan edeceğim. Haysiyet celladı ilan edeceğim ve hukuki haklarımı korumak üzere yargıya baş vuracak ve yargıda kendisiyle hesaplaşacağım" dedi.

-STAR GAZETESİ'NE DE DAVA AÇACAK-

"Dünkü basın toplantımı Şamil Tayyar'ın da görev yaptığı basın çarpıtarak vermiştir. Onlarla da ilgili muhtemelen dava edeceğim, bugün" diyen Atılgan, "Bugünkü Star gazetesinde yazıldığı gibi "telefonun ucundaki Kürşat Atılgan' lafı da külliyen yalandır. Star gazetesini burada kınıyorum" dedi.

Bir basın mensubunun, "Söz konusu iddialarla ilgili TSK'dan size herhangi bir şey geldi mi" sorusuna Atılgan, "Sanıyorum ki gelmedi. Ben duymadım. Çünkü bu tür yalana dayalı propaganda yapan gazetecileri çok ciddiye alarak şu ana kadar bir açıklama yapmak gibi politika güttüklerini zannetmiyorum. Şu ana kadar geldiğini duymadım" dedi.

-"APARTMANDA ASANSÖR YOK"-

"Apartman katında asansörde karşılaştığı söyleniyor" diyen Atılgan, "Benim apartman katında asansör yok. Apartman değil villa. Villa derken, 3 daireli bir villa. Bir bakanın kiracısıyım. Onun üzerinde de bir işadamı var. Bahçe katında ben oturuyorum, orta katında eski bir bakan oturuyor, üst katta da işadamı oturuyor. Ben oturduğumun evin bütün kişilerini tanıyorum. Böyle bir karşılaşmanın mümkün olamayacağını söylüyorum" dedi.

Bir basın mensubunun, "Bugün Yalçın Doğan'ın yazısında, "Ankara'ya döndüğünde olayı çeşitli yetkililerle paylaşıyor, bu arada Alpaslan Türkeş'e aktarıyor' ifadeleri var" hatırlatması üzerine Atılgan, "Ben Türkeş ile babamın ilçe başkanlığı olduğu ortaokul çağımın dışında hiçbir zaman ve hiçbir yerde karşılaşmadım" dedi.

"Bakan'ın evinde kalmış olabilir mi" sorusuna da Atılgan, "Hayır" dedi. - Ankara (Ankara Haber Ajansı)

MHP'li Vekil'den Öcalan İddiasına Cevap

MHP'li vekilden Öcalan açıklaması-MHP'li Vekil'den Öcalan İddiasına Cevap


Kürşat Atılgan, Şamil Tayyar'ın 'Suriye'de Öcalan ile aynı apartmanda oturdu' iddiası için bakın ne cevap verdi:

MHP Adana Milletvekili, emekli Tuğgeneral Kürşat Atılgan, gazeteci ve AK Parti Gaziantep milletvekili adayı Şamil Tayyar'ın 'Suriye'de Öcalan ile aynı apartmanda oturduğu' yönündeki iddialara cevap verdi. Atılgan, Öcalan ile aynı apartmanda oturmadığını ancak Öcalan'ın kendisinin ikamet ettiği aynı caddedeki bir apartmanda oturmuş olabileceğini söyledi.

Tayyar'ın, 'Suriye'de teröristbaşı ile aynı apartmanda oturan, 1994-97 yılları arasında askeri ataşelik yapan Adana Milletvekili Kürşat Atılgan mıydı?' şeklindeki sorusuna, Atılgan, "O kişi ben değilim, kim olduğunu da gerçekten bilmiyorum. Öcalan ile hiçbir görüşmem de olmadı. " cevabını vermişti.

Ancak yeni iddialar konusunda konuyla ilgili TBMM'de bir basın toplantısı düzenleyen Atılgan, hakkındaki iddialar konusunda verdiği cevabı yineledi. Atılgan, "Görevde bulunduğum dönemde mensup olduğum Kuvvet komutanının ve Genelkurmay Başkanlığı'nın verdiği görevler dışında iddia edildiği gibi ne terörist başı ile ne de buna benzer kişilerle herhangi bir görüşmem olmamıştır. Herhangi bir operasyonu önlemem de kesinlikle söz konusu değildir. Ben Şam'da TSK adına askeri ataşeydim ve kanunlarla belirlenmiş görevleri vardır. Bu görev iddia edildiği gibi bu görev alanı dışında kişilerle görüşmem söz konusu değildir. " diye konuştu.



Atılgan, Şamil Tayyar'ı iddialarını ispat etmek üzere TV programına çıkmaya davet etti, aksi takdirde kendisini müfteri ilan edeceğini söyledi. Atılgan, TSK'yı ve partisini yıpratmaya yönelik iddialar olduğunu ileri sürdü. Kürşat Atılgan, hukuki alanda mücadelesini sürdüreceğini belirtti.

Toplantıda gazetecilerin sorularını da cevaplayan Atılgan, iddialarla ilgili askeri cenahtan şu ana kadar herhangi bir açıklamanın gelmediğini, çünkü bu tür iddiaların ciddiye alınmadığını savundu. Atılgan, kendisinden önce görev yapanların 'Öcalan ile görüşmüş olabileceği' yönünde yaptığı açıklamasının hatırlatılması üzerine "Öcalan, 1980 ile 98 yılları arasında Şam'da bulunuyor. Benim bulunduğum süre zarfında hiçbir askeri ataşenin Öcalan ile karşılaşmaya muhatap olmadığını söyledim. Çünkü olsa haberim olurdu. Ama ben 14 seneyi bilemem. Benden önceki olup olmadığını bilmiyorum. " dedi.

Atılgan, bir başka gazetenin köşe yazarının 'Askeri ataşenin asansörde Apo ile karşılaştığı, ataşenin bunu daha sonra Alparslan Türkeş ile paylaştığı, Türkeş'in 'neden tabancanızı çıkarıp vurmadınız?' şeklinde sorduğu' yönündeki iddiasının sorulması üzerine "Benim söylediklerim doğrultusunda devletin arşivlerinde böyle bir şey varsa zaten yer alır. Dolayısıyla benim dışımda olan bir konuyu benimle irtibatlandıran bir müfteri çok merak ediyor ve bilgi almak istiyorsa devletin ilgili kurumlarına sorar. Onlar da ellerinde ne tür bilgi varsa bildikleri ölçüde verirler. Öcalan ile görüşen ben değilim diyorum. Ben Ağustos 2004'te Şam'da göreve baladım. Benim orada bulunmadığım bir dönemde olduysa bilemem. Türkeş ile babamın ilçe başkanı olduğu ortaokul çağım dışında hiçbir zaman ve yerde karşılaşmadım. Çünkü Kadirli'ye gelince bazen bizde kalırdı. " cevabını verdi.




Atılgan, 'Abdullah Öcalan, sizin de oturduğunuz üç katlı villada ikamet eden Suriyeli eski bir bakanın kaldığı eve zaman zaman gelip gitmiş olabilir mi?' sorusuna "Hayır, o çok eski bir bakan ve yönetime ters biri. O caddede çok katlı apartmanlar var. O cadde büyük bir caddedir. Merkezde denilen yaklaşık 25-30 villa var. Sanırım o çok katlı apartmanların birinde kalmıştır. Zaten adreslerin bir kısmı vardır. " ifadelerini kullandı. (Cihan Haber Ajansı)